r12

 Sevgili Yılmaz Tatlıses seni sevgiyle saygıyla rahmetle anıyoruz!

 

hamamı zade efendiHammâmîzâde İsmâil Dede Efendi, (9 Ocak 1778, İstanbul - 29 Kasım 1846 Mekke, Minâ)

Türk hânende, neyzen ve bestekâr. Babası geçimini hamam işletmeciliğiyle sağladığı için kendisine "Hammâmîzâde" denmiştir. Ancak günümüzde "Dede Efendi" diye anılır.

Dede Efendi bestekârlığının yanı sıra neyzenliği ve hânendeliği ile de ünlüdür. Sesinin güzelliği ve müzik yeteneği çok küçük yaşta ortaya çıkınca, devrin meşhur mûsikîşinaslarından Uncuzade Mehmet Emin Efendi'den özel dersler almaya başladı. 1798'de Yenikapı Mevlevihânesi şeyhi Ali Nutki Dede'ye bağlandı. Yirmi iki yaşındayken 1001 gün süren Mevlevî çilesini tamamlayarak «Dede» oldu. Çilede iken bestelediği ilk şarkısıyla Pâdişah III. Selim'in dikkatini çekti, art arda bestelediği yapıtlarla devrin gözde bestekârları arasına girdi. Yüksek saray görevlerinden pâdişah musahipliğine ve müezzinbaşılığa atandı. Sultan III. Selim'den sonra Sultan II. Mahmud'un da yakın alâka ve desteğini gördü.

İsmâil Dede Efendi, bir yandan saray fasıllarına hânende (Ses Sanatçısı) olarak katılırken, bir yandan da Enderûn'da ve Yenikapı Mevlevihâne'sinde mûsikî dersleri verdi. Evliliğini de saraydan bir hanımefendi ile yapıyor. Fakat Dede Efendi'nin başına ilginç hadiseler geliyor. Evlendikten 1 sene sonra oğlunu, annesini ve üvey annesini kaybediyor. Bunu da eserlerinde işliyor.

Yetiştirdiği çok sayıda öğrenci arasında özellikle, kendisinden sonra XIX. yüzyılın en büyük bestekârları arasında yer alan Zekai Dede, Dellalzade İsmâil Efendi ve Eyyûbi Mehmet Bey sayılabilir.

Art arda yeni makamların bulunduğu klasik Türk mûsikî repertuvarının en gözde parçalarının bestelendiği III. Selim devrinde ilk yapıtlarını veren İsmâil Dede Efendi bilhassa Sultan Abdülmecid devrinde Batı Mûsikîsi'ne ciddi alâka gösterilmesine üzülür, Türk Mûsikîsi'ne bağlı kalmış bir bestekârdır. Onun temel gereci insan sesidir. Mevlevî âyininden ilâhiye, kardan köçekçeye, her biçimde ürün veren Dede Efendi içtenlik ve akıcılığa büyük ehemmiyet vermiştir.

İsmâil Dede Efendi, 500 dolayında beste yapmışsa da, nota kullanımının yaygın olmayışı ve mûsikî öğretiminin ezbere dayanması sebebiyle, bunların yarısına yakını unutulmuş 8'i çalgısal, geri kalanı sözlü olmak üzere 267 eseri günümüze ulaşabilmiştir. Sözlü eserlerinden 49'u dinsel tasavvufî, 218'i din dışıdır. En mühim tasavvufî eserleri Hüzzam, Saba ve Ferahfezâ Mevlevî âyinleridir.

Dede Efendi, Hacc vazîfesini yerine getirmek üzere gittiği Hicaz'da hastalanarak vefat etti.

ESERLERİ:[kaynak belirtilmeli]

Rast Semâi Yine bir gülnihâl aldı bu gönlümü

Hicaz köçekçe Şu karşıki dağda bir yeşil çadır

Rast Kar-ı Nev Gözümde daim hayali cânâ

Hicaz Yürük Semâi Yine neş'e-i Muhabbet etti dil-ü canım etti şeyda

Hüzzam Yürük Semâi Reh-i Aşkında edip kaddimi kütah gönül

Ferahfezâ Yürük Semâi Bu gece ben yine bülbülleri hâmûş ettim

Hicaz Semâi Ey büt-i nev-edâ olmuşum müptelâ

Yorum yapmaya iznin yok!