Hasan Temel 1940 yılında Urfa'da doğar, babası tarafından Kuleli Askeri Lisesi'ne yazdırılır. Lise çağlarında âşık olduğu komşu kızı Nuran için İstanbul'dan ayrılıp Urfa'ya döner. Babası, subay olmasını beklediği oğlunun, bir kız uğruna okulu terkedişini hazmedemez, onu yatağa düşürecek kadar döver. 3 ay yataktan kalkamayan Temel, sonunda Nuran'ı istemeye ailesini ikna eder. Fakat Nuran'ın ailesi bu izdivaca rıza göstermez. Aşk acısını kalbine gömen Temel, Birecik'i terkeder.
İstanbul'da yanık sesini değerlendirecek birini ararken, yolu birçok ünlünün de hocası olan bestekar Abdullah Nail Bayşu'nun evine düşer. Nail Hoca'ya 'Çeke çeke bu dert beni öldürür' adlı bestesini okur. Çok beğenilir. O günden sonra Nail Hoca'nın evinde kalır. Nail Bayşu, bir süre sonra plakçı Onik Aras'ın yazıhanesine götürür Temel'i. Burada anlaşma yapılır. Plaklar piyasaya çıkar ve rekorlar kırmaya başlar. Temel, Nuri Sesigüzel ve Ahmet Sezgin'e rakip olarak gösterilir.30 yıl uyuyamadı Bu arada Hasan Temel'in hızlı yükselişi bazı isimleri rahatsız eder. Bir yemekte içirtilen ilaç sonucu Temel 30 yıl sürecek bir hastalığın pençesine düşer. Temel artık uyuyamamaktadır. Doktor doktor gezen Temel, derdine çare bulamaz. Bu arada çıkarttığı plakların sayısı da 100'e ulaşmıştır. Hastalığının etkisiyle yanık sesini de kaybetmeye başlayan Hasan Temel, rahatsızlığını unutmak için kendini meyhanelere atar. Bu arada Urfalı bir hanımla evlenen Temel'in iki çocuğu olur. Şiddetli geçimsizlik yüzünden eşinden ayrılır. Bir gün, sürekli gittiği mahalle berberi onun 'uyuyamama' derdine derman olacak birisini tanıdığını söyler. Temel, hemen onu bulur: "Beni gönderdiği kişi bir AIlah dostuydu. Bana dik söğüt yaprağıyla, kız çocuğu emziren bir annenin sütünü karıştırarak bir süre içmemi tavsiye etti. Bunları uyguladım ve iyileştim." Temel sağlığına kavuştuktan sonra artık sahnelerde iş bulamaz ama, İstanbul'da tanıştığı Saliha isimli hanımla ikinci evliliğini yapıp İzmit'e yerleşir. Tamircilik yapmaya başlar. İki çocuğu olur. Mutlu bir hayat sürmektedir.
17 Ağustos, tüm mutluluğunu aldı
Ancak bu düzen 17 Ağustos depremiyle bozulur. Depremde eşi Saliha ve oğlu Mustafa'yı kaybeden Temel, 10 yaşındaki kızı Emine ile birlikte İstanbul'a gelip Üsküdar'a yerleşir. Çok geçmeden ev sahibi yağmurlu bir günde dışarı atar onları. Deniz Feneri Derneği'nin katkılarıyla kiralık bir eve taşınan baba-kız, şimdi yardımlarla kıt kanaat yaşıyorlar.
Ünlülerle geçirdiği günler çoktan hatıralarda kaldı
Aksaray Musıki Cemiyeti'nde Nida Tüfekçi'den; Orhan Gencebay, Ömer Şan, Yıldız Tezcan, Adnan Ververe, Osman Bayşu, Arif Sağ gibi isimlerle birlikte ders alan Hasan Temel, Orhan Gencebay ve Zülfü Livaneli'nin sazları eşliğinde plak doldurmuş. Zamanında 100'ü aşkın plak çıkaran Hasan Temel, şimdi kızıyla birlikte kıt kanaat bir hayat sürdüyor. Hasan Temel'in tek isteği başını sokacak bir yuva ve Emine'sini okutabilme