Ahmet Bâki Çallıoğlu, (1928 / 4 Nisan 2011
1928 yılında dünyaya gelen Ahmet Bâki Çallıoğlu, 4 Nisan 2011 günü yaşamını yitirmiştir.ilk ve orta öğrenimini babasının görevi nedeniyle doğu ve güney illerinde, müzik tahsilini ise İstanbul Konservatuvarında yapmıştır.
İstanbul radyosunda konserler vermiş, 1948 yılında Vedat Örfi Bengü'nün yönettiği "Canavar" adlı filme fon müziği besteleyerek sinemaya alanına girmiş ve bir çok filmin müziğini yapmıştır.
1955 yılında "Hayat Sokaklarında" isimli filimle yönetmenliğe başlamış, yönettiği filmlerin bazılarında kendisi de baş rol oynamıştır.
1955 - 1965 yılları arasında 9 filme yönetmen olarak imzasını atmıştır.
Pendik’te yaşayan A. Baki Çallıoğlu’nun kartvizitinde şunlar yazılıdır: “Duayen A. Baki Çallıoğlu. Şair bestekâr ses sanatçısı, oyuncu ve prodüktör, film yönetmeni.”
“Aşka Gönül Vermem Aşka İnanmam”, “Unut Sevme Beni” adlı besteleri yıllardır dilden dile dolaştı, söylendi kuşaklar boyu. Genç kuşaklar da Candan Erçetin’in söylediği şarkılarda eşlik ediyor Baki Bey’in bestelerine. Candan Erçetin’le yeniden ünlenen “Çapkın” da bir A. Baki Çallıoğlu bestesi.
Aile boyu müzisyenler. Geçmiş yıllarda birlikte sahneye de çıktıkları, solistlik yapan, yan flüt ve piyano da çalan konservatuar mezunu Eşi Ümran Hanım keman öğretmeni. Tarkan ve kızı Melisa da müzisyen.
1928 yılında Denizli’de doğan Baki Beyin çocukluğu, müzik öğretmeni olan babasının işinden dolayı Mardin, Mersin, Adana gibi şehirlerde geçer. Askerlik sonrası İstanbul’a gelip Tünel Apartmanı’nda oturan anneannesi ve dayısının yanına yerleşir. Besteler yapıyor, müzisyen olmak, ‘plâk yapmak’ istiyordur. Konservatuarda okur. Columbia, Odeon, Sahibinin Sesi gibi plâk şirketleri vardır. Plâk yapmak zordur. Plâk şirketlerinden birine ilk bestelerinden olan Çapkın’ı dinletir. “Bu şarkı olmaz, satmaz” derler. Baki Bey olacağına inanıyordur, bir yıl gider gelir şirkete. Sonunda “yapacağız” derler. Heyecandan uykuları kaçar Baki Çallıoğlu’nun. 50’li yılların başıdır. Bir gün Yüksek Kaldırım’dan aşağıya inerken, bir bakar bütün plâkçıların vitrinini okuduğu, sözü, müziği de kendisine ait olan Çapkın plâğı süslemiştir. Bir anda ünlenir, yeni plâklar yapar. Kapılar açılmıştır, o yılların ünlüleri arkadaşıdır. “Dudakları Nar Kırmızı”, “Niçin Kaçıp Gittin Neden”, “Sensiz Dünyamda Hiçim” adlı bestelerini taş plâğa okur.
Evlenir, ilk eşinden Kerem adında bir çocuğu olur. Müzisyen olan eşi, çocukları Tarkan ve Melisa’nın annesi Ümran hanımla da mutlu evlilikleri otuz yılı aşmıştır. Baki Çallıoğlu sahneye Gar Gazinosu’nda çıkar, “Korsanlar” adını verdikleri kendi orkestrasıyla. Assolist Sevim Çağlayan’dır. Baki Bey sahneye çıktığında yer yerinden oynar, çok büyük alkış alır.
Film müzikleri de yapmaya başlar A. Baki Çallıoğlu. “Uçuruma Doğru” (1949), “Aşk Besteleri” (1952), “Boş Beşik” (1952), “Altı Ölü Var / İpsala Cinayeti” (1953), “Cinci Hoca” (1953), “Leylaklar Altında” (1954), “Hayat Sokaklarında” (1956), “Bağrıyanık” (1959), “Divane” (1960), “Arzu” (1961), “Dertli Gönlüm” (1968), “Seyyid” (1985) adlı filmler müziğini yaptığı filmlerden bazılarıdır.
Sinema serüveni de başlar Baki Çallıoğlu’nun. 1952 yılında Nuri Akıncı’nın yönettiği “Aşk Besteleri” adlı filmde başrolde oynar. Filmin müzikleri de Baki Bey’e aittir. “Hayat Sokaklarında” (1956), “Kara Yazı” (1957) ve “Ateş Bacayı Sardı” (1961) adlı filmlerde de aktör olarak yer alır, müziklerini yapar.
1956 yılında Çallı Film’i kurarak yapımcılığa ve yönetmenliğe başlar, bazı filmlerinin senaryosunu yazar Baki Çallıoğlu. Yönetmenliğini yaptığı filmler: “Hayat Sokaklarında” (1956), “Yangın” (1956), “Kara Yazı” (1957), “Bağrıyanık” (1959), “Divane” (1960), “Meryem” (1960), “Ateş Bacayı Sardı” (1961), “İnsan Doğarken Ağlar” (1962), “Yarına Boş Ver” 1965).
Nuri Akıncı, “Aşk Besteleri” adlı filminin bazı sahnelerini Pendik’te çekiyordur. Yıl 1952’dir ve Baki Bey, Pendik’i ilk kez görüyordur. Palas Otel’de kalırlar. “Cennet gibiydi Pendik, anlatılır gibi değildi. Pendik’e geldim ömrüm uzadı” diyor o günlerin Pendik’i için. Pendik’ten kopamaz. Yazlık Mehtap Sineması’nda konserler verir. 60’larda. 1974 yılında şimdi oturdukları Somtaş Sitesi’ndeki evi alır, Pendik’e yerleşir. Palas Otel yıkıldığında çok üzülür, ağlar.