r12

 Sevgili Yılmaz Tatlıses seni sevgiyle saygıyla rahmetle anıyoruz!

 

fahri kopuzFahri Kopuz. (1882, İstanbul - 7 Ocak 1968, Ankara)

Türk Bestekâr ve ud virtüözüdür.

Mehmed Fahri Kopuz’un Gümrük memuru olan babası Kadri Bey orta derecede ud çalardı. Kendisi de 15 yaşlarında önce Kanuna heves etti, daha sonra bunu bırakıp uda geçti. Abdülkadir Töre, Hoca Ziya Bey, Hacı Kirami Efendi, Tanburi Cemil Bey gibi ustalardan musiki öğrendi. 1903 yılında Vefa İdadisi’nden mezun oldu ve memuriyete başladı. Harbiye Nezaretinde görevli iken Çanakkale Savaşı’na katıldı ve savaşın bitimine kadar orada kaldı.

1908 yılında Muallim İsmail Hakkı Bey'in başkanlığında bazı arkadaşları ile "Mûsikî-i Osmanî Cemiyeti"ni kurdu. 1916 yılında Darüttalimi Mûsikî Cemiyetini kurdular. 1931 yılında bu topluluk dağıldı; Fahri Kopuz'un gayreti ile 1934 yılında yeniden açıldı; çalışmalarını 1939'da Ankara Radyosu'na tayin edilinceye kadar sürdürdü.

1939'da Ankara Radyosu'nda göreve başlayan Kopuz, Radyoevi'nde nota kütüphanesini kurmakla görevlendirildi. Cevdet Kozanoğlu ile birlikte büyük emeği geçti. "İncesaz" programlarını da yönetiyordu. Daha önce Darüttalimi Mûsikî'de bu tür toplu programların en iyi örneklerinin sunulmasını sağladığından, büyük bir gayretle işe sarıldı; binlerce notayı bizzat yazdı. Bugün bile Ankara Radyosu'nda kullanılan notaların çoğu onun yazmasıdır. Geleneksel bir üslûp içinde güzel fasıl programları sundu ve hocalık etti. 1961 yılında emekliye ayrıldı. Emekli olduktan sonra birkaç kez radyoevine davet edilerek kendi bestesi olan "İstanbul Efendisi"nin seslendirilmesine yardımcı oldu. Meraklı gençlere evinde musiki dersleri vererek sayısız öğrenci yetiştirdi.

Hayatı boyunca musikinin içinde olan Fahri Kopuz Tanburi Cemil Bey’den lavta, Hüseyin Sadeddin Arel ve Suphi Ezgi’den armoni, prozodi ve nazariyat, Kanuni Hacı Arif Bey’den saz eserleri, Muallim İsmail Hakkı Bey’den fasıl, Zekaizade Ahmet Irsoy’dan usul öğrendi.

Fahri Kopuz iyi bir bestekârdı. Saz ve söz musikisinde teknik bakımından kusursuz ve duygulu 60'a yakın eser besteledi. Eserlerinin hepsi de belli bir seviyenin üstündedir. Sedat Öztoprak’ın meşhur Suzidil Saz Semaisini birlikte bestelemişlerdir. Aynı zamanda iyi bir lutiye idi; zaman buldukça eski sazları onarır ve ud yapardı. Üstün bir ud icracısı olan Kopuz’un taksimleri Kalan Müzik tarafından çıkarılan Ud CD sinde yayınlanmıştır.

Fahri Kopuz Zatürre hastalığından 7 Ocak 1968 de Ankara’da 86 yaşında vefat etti. Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. Hadiye hanımla evli ve birisi kız üç çocuk babası olup büyük oğlu Fethi Kopuz Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrasının eski keman sanatçısıydı. Fahri Kopuz aynı zamanda Türk Sanat Müziği ses sanatçısı İnci Çayırlı’nın da dayısıdır.

Eserleri

Akşam oldu her tarafı kara matem bürüdü (BİR HASBIHAL)

Aşıkım dağlara kurulu tahtım (SON DİLEK)

Bir kâsedir alev dolu gönlüm yana yana

Çektim de senin aşkını yıllarca derinden

Çeşm-i nazın süzülüp neşeden olsa handan

Çobanyıldızı gibi

Çok zamandır sevdiğim mehcur-i hüsnün olalı

Elem geçer dedik amma hakikat öyle değil

Fettan gülüşün her kanayan kalbe devadır

Gece Leyla’yı ayın ondördü...(NAZAR)

Gel şu tayyare ile hak-i kederden kaçalım

Gönlüm yine mahzun seni andım da derinden

Gözlerinin karşısında ben bir şeyler olurdum

Gül gibi sinede çift goncelerin saklı iken

Günler oluyor görmeyeli ruyini mahım

Hicaz Oyun Havası

Hülya gibi sessiz süzülüp kalbime aktın

Isfahan Saz Semaisi

Kalbimde yanarken sevgin hasretin

Kalmadı kudret efendim bende artık gayrete

Karanfil tüfek elde gümüşlü piştov belde

Karşıdan gel göreyim

Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok

Kordonboyunun yosması diller çalan uğru

Mahur Medhal

Mavi gözlü sarışın bir gül-i rana tanırım

Mehcur bırakıp sen beni yad ellere gitme

Naz ile meclub kıldın kendine dünyayı sen

Neden bir çift gözün derdiyle çeşmim giryebar oldu

Nikriz Sirto

Nişaburek Peşrev

O fettan dilinin sırrına kandım

Olsamdı ben sema olsandı sen heva

Ruhunda senin ruhuma bir tek güzel eş var

Ruyine saçlar dökülmüş bir demetsin gül gibi

Rüzgâr uyumuş ay dalıyor her taraf ıssız

Saçların hayatımın neşesiyle örgülü

Saki bu gece bezmimizin sazı mükemmel

Sen ki bana bütün neşe bütün hayattın (HİCRANA DÖNERKEN)

Sevdiklerimin cümlesi çıktı terelelli

Sevdim seni ah pak ü saf (Atlı Ases Operetinden)

Sizi de yaktı mı hicran ateşi (TURNALAR)

Sunar bir cam-ı memlu bin tehi peymaneden sonra

Şad olurdum belki bu baht-ı siyahım olmasa

Tarasam destelesem neşeli sünbüllerini

Tıfl-ı na-kamın acınmaz nale vü feryadına

Uyandı bülbülüm dumanlı dağda

Yasemine güle teşbih ederim sim-tenini

Yok dünyada refahım

Zavallı gönlümün yine acıklı bir melali var

Yorum yapmaya iznin yok!